‘’Şu Bogaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi’’
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi’’
Dizesiyle başlayan ve müellifi Mehmet Akif
olan şiiri, Çanakkale Harbini hiç görmemesine rağmen, cihanın en dar makberini
Türk askeri için kazmaya Akif karar vermişti.
Yıl 1914…
1.Dünya Savaşı başlamış, Batı’nın
emperyalist devletleri, Çanakkale’ye dayanmıştı. Boğazı geçerek ardından da
anadoluya doğru yolması işten bile değildi. Bu emperyalist ülkeler diğer yandan
da Arap kabilelerini Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtmayı kendilerine şiar
edinmişlerdi.
Osmanlı İmparatorluğu, Alman
İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu bir taraf, diğer tarafta da
Fransa İmparatorluğu, Britanya imparatorluğu[Birleşik Krallık, Avustralya, Yeni
Zelanda, Britanya Hindistanı ve New Foundland(1907-1949 yılları arasında Birleşik
Krallığa ait dominyon olmuş bir bölge)]
Bu büyük ve her anlamda kendilerini
üstün gören adeta Çanakkale üzerinden Anadolu’ya girmeyi çok basit eylem sayan
ülkelerin unuttuğu bir şeyi yine hatırlamak, hatırlatmak iyi ve yerinde
olacaktır. O da ne olursa olsun planlanan her şeyin plana koyulan her tasarının
üstünde mutlak bir kuvvetin olduğudur. Bu kuvveti yok saymak gafletlerin en
büyüğü, en aymazı olduğu su götürmez gerçektir.
Çanakkale Harbi dünyanın her
bölgesinde necip Türk Milletinin adeta küllerinden doğuşunun resmi olurken, bu
şekilde tekrardan tarih sahnesinde boy göstermek isteyen diğer tüm milletlere
esin kaynağı olmuştur, hala da oluyordur.
Çanakkale bulunduğu yer itibarıyla
balkanlardan Avrupa devletlerine bağlantıyı sağlayan bir köprü konumundaydı. Bu
yüzden Avrupalıların Çanakkale’yi ele geçirme amacı da bundandı.
Çanakkale Harbi sadece savaş olmanın
yanında aynı zamanda savaşan bir milletin, bağımsızlığın yegane servet
olduğunun idrakinde olan necip bir milletin insanlıktan ödün vermeden de
savaşılabildiğinin de bir göstergesiydi.
Savaşta Anzak tarafında bulunan Alistar
John Taylor’un kendisinin de ifade ettiği gibi, İngilizler tarafından
kandırılan ve savaşa sürüklenen hevesli bir genç olmanın ötesinde değildi.
‘’Bana sigara ikram eden iki Türk’e
ben de konserve et ikram etmek istedim. Ancak domuz eti olduğunu düşündükleri
için kabul etmediler her ne kadar sığır etidir dediysem de ikna edemedim. O
zaman ellerimle kafama boynuz yapıp öküz gibi böğürdüm. Güldüler,güldük.’’
-Alistar
John Taylor
Her ne kadar bu tarz insani ilişkiler
içinde bulunulsa da neticede bir savaşın içinde olan, sürüklenen milletler her
şeyin farkındaydılar ve kazanan süngüleri takılmış, cepheden gözü kapalı çıkan
necip Türk Milleti olmuştur
-Ertuğrul
-Ertuğrul